8 Mart 2015 Pazar


Hayyâmın Doğası
Yaşam
tekdüze bir oyundan başka nedir?
Sonu belli bir oyun: Acı ve ölüm!
Mutluluk, doğduğu gün ölen çocuk?
Hiç doğmamak,
 En güzeli! *
Şükürler olsun kavuştuk eski şarkılarımıza. Özentiden uzaklaşma ihtarını ne yapalım sevgilim? Ne yapacağız, çöpe atalım birtanem! Atalım, hayatımın anlamı! Bir de mutlu olmamız gerekiyormuş? Onu da oluruz. Olalım! Ben seni sarayım sen de dudaklarımı tat. Şarabı katmadık? Katmaz olur muyuz, o meclisimizin baş köşesinde bizi seyrediyor. Doyumsuz sevişmelerimizin tek şahidi onu kılalım o vakit? Ve tilkileri de tatmin edelim. Evet evet, tilkileri de tatmin edelim kadim bir kütüphanenin çatırdayan direklerine dayayarak ateşli sırtlarımızı…
Piyano sesleri boyası dökülmüş duvarları tahrik ederken, kime baktığı belirsiz suretlerin kendi içlerinde verdiği savaşı kutsayan rahipler girdi pencereden. Tüm evi delik deşik edip gittiler. Anlaşılan, savaşı onların kararlaştırdıkları şekilde işliyor beyinler. Surların ardında tüm gözleri gören bir göz var. Hiç bir gözün dikkatini çekmeyen bu göz tek bir masaya göz dikmiş onu ele geçirmenin planlarını kuruyor. Tükettiği sigaralar başını döndürüyor ve merdivenleri takla ata ata iniyor. Eve dönme korkusu sarıyor genç kızı. Oysa o sadece sıradan hayatını değiştirmek için girişmişti bu maceraya. Sonunun, Tanrı tarafından belirlenen yazgısı olduğunu tekrarlayıp duruyordu yalnız başına çekildiği duvar diplerinde. Zifiri karanlık sarıp sarmaladığında şehrin tüm tramvaylarını, vaktin gelip çattığının haberini veriyorlardı çanlar eşzamanlı operasyonlarında. Tüm umutlar mürekkepli suda bulamaç halini alıyordu…
Sonu belli bir oyunun kazananı da kaybedeni de sonuna kadar kurallarıyla oynamakta kararlılıklarını sürdürüyor. Hatıralar, bembeyaz kefenleri hüzne ve kedere bürüyor ve ardından ölüm saygıyla kendini takdim ediyor. Hiç doğmamayı diliyor Hayyâm gibi, delikanlı. Hristiyan ilahileri tutuyor genzini. Yazdıklarını tekrar tekrar okuyor aynaya karşı. Artık son vermesi gerekiyor bugüne. O da yapması gerekeni aynen yapıyor. İlahi ile birlikte yazısı da son buluyor…

                                                                                                 ( 30 Ocak )

* Ömer Hayyam, Rubâiler.

2 yorum:

  1. Çaktırmadan iyi şeyler yazıyorsun. Kıskansam mı dedim bir an.. Alkışlıyorum kuzum... Devam et

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkür ederim, fikirleriniz benim için çok değerli...

    YanıtlaSil